Zekanın tanımı “hayatta kalabilme kabiliyeti” olarak tarif edilir çoğu zaman. Hayatta
kalan, soyunu sürdüren zekidir, bunu başaramayan da gerizekalıdır yani. Tanım
iyi güzel de, hayatta kalmak için yapılabilecekler pek de miğdemizin
kaldıracağı cinsten olmuyor bazen. Yaşamımızı sürdürebilmek için neleri göze
alabiliriz? En nihayetinde, Hitler de bir ulusun yaşamını garanti altına almak
ve sürekliliğini sağlamak için 55 milyon insanı ölüme sürükledi, 2.5 milyon
insanın yağından sabun yaptı. Zekice bir hareket mi şimdi bu?
Türkiye’de
siyaset, ben kendimi bildim bileli, hayatta kalmaya çalışanların sırtında
yürür. Hayatta kalmak için tırmalayan çoğunluk her zaman siyasetin
merkezindedir ve her zaman belirleyicidir maalesef. Hayatta kalabilmek için her
şeyi, her onursuzluğu, her ilkesizliği yapabilen bu çoğunluğun dış vitrininin
aşırı ahlakçı olması da tam bir tezat , fakat olayın doğası açısından da bir
gerekliliktir.
İlkel İnsan iç dünyasındaki eksikliklerini dış vitrinindeki yapay dekorla kapatmaya çalışır. Aziz Nesin’in soyadı seçme hikayesindeki gibi; Üç kağıtçılar “dürüst”, korkaklar “cesur” olur. İlkesiz çoğunluğun vitrinde aşırı ahlakçı olması da, içeride ne berbat işlerin döndüğüne bir işarettir aslında.
İlkel İnsan iç dünyasındaki eksikliklerini dış vitrinindeki yapay dekorla kapatmaya çalışır. Aziz Nesin’in soyadı seçme hikayesindeki gibi; Üç kağıtçılar “dürüst”, korkaklar “cesur” olur. İlkesiz çoğunluğun vitrinde aşırı ahlakçı olması da, içeride ne berbat işlerin döndüğüne bir işarettir aslında.
Kuşaklar
boyu eğitim görmemiş insanın kendini eğitimli insanlara karşı ezik hissetmesi,
ama ona sunulan eğitim imkanlarını da bin bir maazeretle geri çevirmesi bir
kafasızlık değil de nedir? Hayatta kalma iç güdüsü suyun bir tepeden aşağıya
akması gibi her zaman en kolay ve kısa yolu seçer. Nitelikli ve verimli olan
yoldan değil, kolayına geldiği yoldan gider. Sonuçlarını düşünmez ve
hesaplamaz; Amaç sadece aşağıya doğru akmaktır. Siyaset için de, aşağı doğru
hesapsızca akan bu suyun üzerine baraj kurmak çok karlı bir iştir. O su ne
kadar hızlı ve hesapsız akarsa kazanç o kadar çok olur. Dünya’da seçmen olarak
adlandırılan çoğunluk genelde budur; Yani siyaset fabrikasının en önemli
hammaddesi kafasızlar ve ilkesizlerdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder